Kederli cet adaletin naz etmesini bekliyor

Yanık baba adaletin kırıtma etmesini bekliyor

15 kişinin hayatını kaybettiği kazada suçlu ölenler oldu

BALIKESİR – Balıkesir’üstelik geçtiğimiz sene 8 Ağustos tarihinde Zonguldak’tan İzmir’e giderken virajı alamayarak cumbalak atan otobüste hayatını kaybeden 15 yolcudan biri olan Tababet Fakültesi Öğrencisi Hakim Toker’in babası, ayrımsız yıldır adaletin kırıtma etmesini bekliyor.

Geçtiğimiz yıl Zonguldak’tan İzmir’e akilane davranış halinde olan Asalet Başol idaresindeki 41 EF 283 plakalı otobüs, Balıkesir- Edremit karayolu Tevhit Sanayi Bölgesi kavşağında virajı alamayarak takla atıp gereksiz araziye yuvarlanmış ve 15 kişinin hayatını kaybettiği, 17 kişinin birlikte yaralandığı kazada, Düzce Üniversitesi Tababet Fakültesi son dershane öğrencisi Bilgili Toker üstelik yaşamını yitirmişti.

Türkiye’yi yasa boğan kazanın ardından Bilgili Toker’in Ekincilik Mühendisi olan babası Hüseyin Toker işin peşini bırakmadı. Kazada hayatını kaybeden 11 yolcunun ailesiyle birlikte kazayı yargıya taşıyan baba Toker, açılan davanın, kazayı eden güdücü Kerem Başol’un üstelik bir kazada hayatını kaybetmesi ve değişik yolcuların üstelik koltuklardaki inanma kemerlerini bağlamadıkları amacıyla tali kabahatli oldukları gerekçesiyle reddedilmesiyle tıpkı yol daha yıkıldı.

Hüseyin Toker, bu defa otobüs firmasının kazada ihmalinin bulunduğunun araştırılmasını istedi amma bu itiraz bile ilişik mahkemece tıpkı kez henüz reddedildi. Bunun konusunda Kanunuesasi Mahkemesi’ne başvuran Hüseyin Toker ve benzeri kazada hayatını kaybedenlerin yakınları şimdi bu mahkemeden çıkma kararı adeta dört gözle bekliyor.

Süreçle ilişik evinin aynı bölümünü kazada hayatını kaybeden kızının fotoğraflarıyla, çocukken oynadığı oyuncaklar ve eğitim bilimi hayatı sırasında kullandığı materyallerden oluşan köşenin önünde gazetecilere açıklamalarda mevcut Hüseyin Toker, rastgele şeye rağmen umutlarını yitirmediklerini söyledi. Siktirici kızı Bilgili’nin da aynı ablası kabil hekim tevessül etmek için eğitim gördüğü Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 5. derslik öğrencisiyken bahis konusu elim kazada hayatını kaybettiğini anlatan Baba Toker, “Artık sınavları tamamlamış ve intörn doktordu. Bu sene 6. sınıfı dahi okuyup, çıkışlı olacaktı. Amma kısmet olmadı ve gidiş geliş canavarları kızımı bu dünyadan söküp aldı” dedi.

“Gazetecilerin ulaştıklarına nedense savcılar ulaşamadı”

Kazada 15 kişinin hayatını kaybettiğini, 17 kişinin de yaralandığını hatırlatan Hüseyin Toker, “Ama kazanın arkası sıra açılan soruşturmada bir nice ilim nedense dikkate alınmadı. Örneğin kazanın peşi sıra otobüsün şoförü Asalet Başol’un üvey ağabeylerinin dayanıklı çok ulusal iletişim araçları organında meydan alan iddialarına bakarak; o periyot çoban Asillik Başol’un bir eksantrik seferden kullanılmamış döndüğü ve evinde cağ yaptıktan sonradan firma sorumlusunun kendisini arayarak apar topar Zonguldak-İzmir seferine çıkması gerektiğini söylediği ve Başol’un da sadece ekmeğini kaybetmemek için şaşkın bitkin bu sefere geçmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Başkaca güdücü Asalet Başol’un kullandığı otobüsün salim kısmında aynı arızanın olduğuna ilişik firma yetkilileriyle yaptığı yazışmalar ve ağabeyi ile yazıştığı whatsapp mesajları dahi ulusal medyada düz almıştı. Amma bu haberleri eden gazetecilerin ulaştıklarına nedense savcılar ulaşamadı. Meğer ulaşmaları gerekirdi” ifadelerini kullandı.

“Henüz ayrıntılı incelemeler yapılmalıydı”

Kazayla ilgili ehlihibre raporunda, 1 saat 23 dakikalık tıpkı süre otobüsün takograf cihazında boşluğun olduğunu kaydeden Hüseyin Toker, “O süreçte otobüsü kimin kullandığı mahsus değil. Belki yedek güdücü, belki de hayatını kaybeden Kerem Başol kullanıyordu. Bu detay kesin değil. Şayet otobüsü o sırada Asillik Başol kullanıyorsa, zaten günlük açacak kullanma sınırını de aşmış oluyor kim bu dahi firmanın bu kazada ihmali olduğunu kanıtı olabilirdi. amma velakin ehlivukuf raporunda ‘Kazanın peşi sıra otobüsün önü ve madun vasıtasıyla görülebildiği kadarıyla’ ibaresiyle yapılan incelemenin bile ehliyetli olmadığı anlaşılabiliyor. Meğerse 15 kişinin öldüğü, 17 kişinin yaralandığı böylesi balaban ayrımsız kazada ustalık donanımlı henüz tafsilatlı araştırmalar yapılmalıydı” savunusunda bulundu.

Giriştikleri hukuk mücadelesini sonuna büyüklüğünde sürdüreceklerinin altını çizen Hüseyin Toker, “Biz adaletin kırıtma etmesi için herhangi bir tip gayreti gösteriyoruz. Bu kazada şoförün de suçu nasıl vardır. Amma onu bu otobüsün dümenine geçirip, söz konusu seferi yapmasına müsaade veren firmanın tek mi suçu bulunmayan?” diye niteleyerek sordu.

Kazada hayatını kaybedenlerin kemerlerini takmadıkları gerekçesiyle tali kabahatli car edilmesine da aksülamel gösteren yanık baba Hüseyin Toker, “Benim kızım özel aracımıza bindiğinde bile aracın arkasındaki kemerleri takardı. Böyle tıpkı alışkanlığı vardı. Belki üstelik o çağ kazada kemerleri üstelik takılıydı. Bunu bilmiyoruz. Ama otobüs firmaları yolcuların kemer takmaları üstüne üstelik gayriciddi gurur sergiliyorlar. Oysa hava yollarında hosteslerin yolcuların kesinlikle kemerlerini bağlamaları gerektiğine ilişkin telkinleriyle kıyaslandığında, otobüs firmaları bu konuda akıbet merhale gayriciddi davranıyorlar” dedi.

“Tığ yandık eller dahi yanmasın”

Kazanın arkası sıra otobüs firmasının ulusal ve yerli medyada en ufak tıpkısı izah birlikte yapmadığına işaret fail Toker, “O kazada hayatını kaybeden 15 kişiden biri olan kızımızın, canımızın bizden koparılmasının peşi sıra bizim psikolojimiz çok darmadağın. Yaşam boyu biz bu acıyla birlikte yaşayacağız. Bu evde rastgele yerde kızımızdan mütezayit hatıralar olduğu amacıyla eşim Ayvalık’a gelemiyor. Şu anda ruhsal tedavi görüyor. Kızımın ablası da sonuç rütbe üzgün. Ego, sizin bile gördüğünüz kadar perişanım. O yüzden da o kazada hayatını kaybeden 15 yaşama ve yaralanan 17 kişinin adına söylüyorum; hak kesinlikle görünme etmeli. Tığ yandık yabancılar bile yanmasın. Bunun mücadelesini veriyoruz âdemiyet yerine” diyerek konuştu.



Share: