DÜRÜST Tümen Genel Başkanvekili Vareste, Kütahya’da gazetecilerin sorularını cevapladı

AK Öğür Umumi Başkanvekili Numan Vareste, “Başörtülü, başı zahir, kamuda, hususi sektörde düz kayran bütün kadınlarımız amacıyla bu anayasal değişikliği yapalım, bu düzenlemeyi yapalım, geçelim.” dedi.

Kurtulmuş, Kütahya’de Bengisu Sosyal Tesisleri’nde gazetecilerle benzeri araya geldiği toplantıda soruları yanıtladı.

Başörtüsüyle ilişik Esas değişikliği teklifine ilişkin istifham üzerine Vareste, şöyle konuştu:

“Haddizatında çözgün olan benzeri başörtüsü sorunu var. Ama başörtüsüyle ilgilendiren konuştuğumuzda hayali benzeri meseleden konuşmuyoruz. Elan geçtiğimiz haddinden fazla güdük ayrımsız müddet önce Türkiye andıran tarihinin sunma ibret dönemlerinden olan 28 Küçük Ay sürecinde ortaya çıkan insanlık dışı manzaraları hepimiz geçkin kadar hatırlıyoruz. Gencecik insanların darülfünun kapısından atıp kovulduğu, çok sayıda fehamet memurunun işinden edildiği benzeri süreçten bahsediyoruz. Ama SELIM Öğür’nin bu iktidarları sırasında ağızsız süreksiz bu mesele aşıldı. Bilfarz tezelden komşunuz Afyon Valisi başörtülü bir hanımefendi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başörtülü aynı subay sabık yıl öz bölümünde bir numara oldu. Bunlar çözülmüşken maatteessüf bir ahit Sayın Kılıçdaroğlu şeb bir tweet attı. Dedi kim ‘Bu başörtüsü meselesini çözecek bir kanun teklifi hazırladık. Gündeme getiriyoruz’. Madem ayrımsız kanun teklifi olarak gündeme getiriyoruz. Bunu en üst hukuki düzgü olan anayasa çerçevesine oturtturalım.”

“Tıpkısı henüz iktidarda ki olursa olsun, iktidarın öz tercihine bırakmaksızın başörtülü, başı açık, kamuda, özel sektörde gelişigüzel Türk kadınının bire bir ayrımcılığa tabiatıyla tutulmasının önüne geçelim.” diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok küşade ayrımsız kanunuesasi teklifi hazırlayalım. Bu teklif hazırlandı. Kendileriyle müzakerat edildi ve şunu söyledik, ‘Bunun başarısı SELIM Tümen’nin ya da Cumhur İttifakı’nın başarısı olmasın bu 27’nci dönemin hep partilerinin başarısı olsun. Elkızı bu meseleyi çözelim. Bunun üzerinden yöntem yapmayalım. Bunun içerisinde alın tarafı suçlayarak benzeri şekilde kez almayalım. Mesele akıbet almaktır. Siyasetten amacı odur. Sonuç almaktır.’ Burada bu anayasa teklifini tekraren söylüyorum. Başörtülü, başı kilitsiz küreksiz, kamuda, özel sektörde vadi kayran bütün kadınlarımız amacıyla bu anayasal değişikliği yapalım, bu düzenlemeyi yapalım, geçelim. Bu, 24’üncü maddeyle ilgilendiren düzenlemedir. 41’inci maddeyle ilişik düzenlemede de ailenin korunmasıyla ilgilendiren adımı hep beraber atalım. Sonunda Türk ailesinin ayrımsız mızıka arabozanlık yuvalarının tahribatına uğramasını önleyecek anayasal güvenceyi ortaya koyalım. Bu politik benzeri mesele değildir. Milli bire bir meseledir ve Türk halkının tamamını ilgili bire bir meseledir.”

“Bu cuşuhuruş hep Avrupa’yı tutar”

Numan Vareste, Kur’an-ı Bonkör’e müteveccih saldırılara da değinerek şunları söyledi:

“Bilcümle Mutekit dünyasının ve üste dünyanın gündeminde evvel sıralara oturan maatteessüf Avrupa’da faşist, ırkçı, göçmen karşıtı, Müslüman düşmanı ve Türkiye düşmanı karşıtı kendisine bilinen bire bir siyasetçi paçavrasının, bire bir sözde siyasetçinin Kur’an-ı Koçak’i yakma eylemidir. Bu eylemin maatteessüf ilk İsveç’te İsveç makamlarının sağladığı düzenlilik kordonu altında gerçekleştirilmesi ve ardından üstelik şimdi ayrıksı Avrupa ülkelerinde tıpkı eylemi yapacağına ilişkin açıklamaların gündeme gelmesidir. Öncelikle Kur’an-ı Ahi’i yakıcı bu adamı ve bu adamın arkasındaki destekçilerine şurası ifade etmek isteriz, orada yanan takkadak Kur’zaman-ı Semih değildir. Orada yakılan haddizatında insanlığın vicdanıdır. Mahşeri vicdandır. Bu yangını itfa etmek bile sizin vazifenizdir. Bu cuşuhuruş hep Avrupa’yı hacim. Bu yangın bilcümle dünyayı sarar. Hiçbir dinin kutsalına alın böylesine ağır sıklet bire bir hakaretin yapılmasına biz millet namına katiyen cevaz etmeyiz.”

İnançlara imtina etmek temelinde aynı siyaset inşa etmek adına hala Avrupa’birlikte bazen siyasetçilerin ve kâh mutluluk yöneticilerinin bu meseleyi benzeri rapor özgürlüğünün göstergesi olarak görmesini balaban ayrımsız suçun ortaya konulması kendisine değerlendiren Vareste, “Bu tıpkı anlatım özgürlüğü değildir. Tek el erki bambaşka inançların mensuplarına hakaret ika hakkını başka birine vermez. Zımnında bu tabir özgürlüğü olmadığı kabil bu daima demokrasiye de hasmane yapılmış bir eylemdir. Demokrasinin dibine özlem koymaktır. Farklılıkların bir arada yaşamasının önünü kapatmaktır ve saygısızlığın celi benzeri ifadesidir.” dedi.

“Ümit ediyoruz Rusya- Ukrayna Savaşı bir şekilde sonlandırılır”

Vareste, kamuoyunda ABD’nin ve Almanya’nın Ukrayna’ya ilave mühimmat cebe ve tank sevkiyatını gerçekleştireceği bilgisinin konuşulduğuna değindi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle Ukrayna ve Rusya arasında majör diplomatlık yürütüldüğünü hatırlatan Vareste, şöyle konuştu:

“Her iki tarafın heyetleri geldi. Az Daha serencam tıpkısı rötuşa mesafe gelmişti. Ufak bir rötuşla Sayın Zelenski ile Sayın Putin’in tıpkısı araya getirilmesi ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nın sonlandırılmasına ramak kalmıştı. Zira Türkiye’nin, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilişkin görüşünü tıpkı el daha inandırmak istiyorum. Bu hemen birkaç ülkenin arasındaki bir patırtı değil, Rusya’yla mağrip arasındaki ayrımsız çatışmadır. Bu çatışma, bu cenk böyle bitmeme ederse delinmek ve derinleşme tehlikesiyle birlikte alın karşıyadır. Nedeniyle bu lehçe coşkun söndürülmesi ve bunun toptan tıpkısı şiddetli haline gelmemesi amacıyla Türkiye üzerine düşen sorumlulukları sonuna kadar yerine getirdi. Halen bile Sayın Cumhurbaşkanı’mız sorumluluklarını namına getirmeye bitmeme ediyor. Herhangi Bir iki tarafla de mülaki dünyadaki yegâne şef yerine seçme iki tarafla dahi görüşen, dünyadaki bir tane büyüklük adına bu vazifenin ne kadar balaban olduğunu biliyoruz ve bire bir an geçmiş bu savaşın sonlandırılması, iki tarafın birlikte özenç göstereceği, iki tarafın dahi mutlu olacağı aynı çözümün ortaya konulması amacıyla gayret sarfiyat ediyoruz. Ayrıca bu savaşın devamıyla birlikte ortaya sâdır insancasına sorunların çözülmesi üzere de insani diplomasi çerçevesinde adımlarımızı atıyoruz. Hangi yazık kim biz bunları yaparken başka taraftan ara sıra ülkelerde bu savaşın sürmesi, bitmeme etmesi türlü olduğu büyüklüğünde uzaması ve üste yaygınlaşmasını istiyorlar.”

“Alelhusus bu son Ukrayna’ya cebe ve teçhizat sevkiyatı kararının, endişe ederiz kim, savaşın derinleşmesi ve yaygınlaşmasına gravite etmekten apayrı hiçbir sonucu olmayacaktır.” diyen Vareste, şunları kaydetti:

“Dolayısıyla bu kararın arsıulusal barışa baskı eden, barış ve esenliği sağlayıcı bir yaklaşım olmadığını, yekpare bilakis bölgedeki ateşi elan çok körükleyecek tabiri caizse ateşe benzinle gidecek aynı değişmeyen olduğunun birlikte altını resmetmek isteriz. Tıpkısı dakika önce uluslararası zümre, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonlandırılması, insancasına kayıpların sona erdirilmesi, iki ülkenin dahi emir haklarının korunarak bu anlamda savaşın gine iki tarafın birlikte akseptans edeceği tıpkısı şekilde sonlandırılması üzere himmet sarf etmelidir. Türkiye’nin yeri, pozisyonu ve arsıulusal alandaki gösterdiği performans ortadadır. Ümit ediyoruz kısa müddet içerisinde Rusya-Ukrayna Savaşı ayrımsız şekilde sonlandırılır ve lehçe kriz küresel kriz haline dönmeden bu akıbet elde edilir.”

Share: