Ülker Buldan: “Tüik’te Rakamları, Suret Bankası’nda Rezervleri Çalıyorlar. Yargıda Ahbaplık, Medyada Gerçek Hırsızlığı Yapıyorlar”

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Almaç: SADIK KARAKULOĞLU

HDP, “Çözüm bizde, savaşa ve sömürüye hayır” sloganıyla İstanbul Kartal Meydanı’nda miting yaptı. HDP Âdem Genel Başkanı Ülker Buldan, “Onlar değme şeyi çalıyorlar, bunun farkındayız. TÜİK’te rakamları çalıyorlar. Tarz Bankası’nda rezervleri çalıyorlar. Yargıda ahbaplık hırsızlığı yapıyorlar. Medyada hamur hırsızlığı yapıyorlar. Yani elhasıl bunlar çalıyorlar, çalıyorlar, çalıyorlar” dedi.

“Çözüm bizde, savaşa ve sömürüye hayır” sloganıyla mazi Diyarbakır’da miting yapan HDP, aynı sloganla zaman bile İstanbul Kartal Meydanı’nda miting düzenledi.

Mitingde konuşan HDP Adam Umumi Başkanı Pervin Buldan, Türkiye’nin seçkin sorununa sözü ve hal gücü olan partinin HDP olduğunu söyledi. “Bu ülkede yaşanan hep sorunlara, yaşanan bütün krizlere biricik çözüm adına Halkların Demokratik Partisi’nin fikriyatının hayata geçmesiyle gerçekleşeceğine içtenlikle inanıyoruz” diyen Buldan’ın konuşmasından öne sâdır başlıklar şöyle:

“BİZİ ETKILI ÖZNE İLKELERİMİZDİR: Bizim kibirli aynı direnişimiz var. Çünkü bizim durdurulamayan tıpkısı mücadelemiz var. Çünkü bizim azimli ilkelerimiz var. HDP’yi HDP fail ve bu büyüklüğünde ruhlu, hal gücü olmasına olanak sunan işte bunlardır; ilkelerimizdir, direnişimizdir ve mücadelemizdir. Hep bunlar HDP’yi Türkiye’dahi daha hareketli tıpkısı duruma, imdi konuşulan, alay sahibi olan, karar sahibi olan bire bir fırka haline getirmiştir. Bunda bittabi ki sizlerin da, halkımızın birlikte, Türkiye halklarının de nazik tıpkı payı, emeği vardır.

HDP, BARIŞIN TEMİNATI VE SÖZÜDÜR: HDP şu kaka günlerde demokrasinin, kaynak, azametli barışın teminatı ve sözüdür. Bunun içindir kim HDP, daima bu ülkeyi yönetenler eliyle tıpkısı hücum altındadır. Bizimle siyaseten sarrafiye edemeyenler, bizimle alanlarda, meydanlarda, sandıklarda sarrafiye edemeyenler, değişik davalarda, tonga davalarında HDP’yi metres davasında, Kobani davasında ve diyar ve ilçe örgütlerimize yapılan saldırılarla bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Şurası bilsinler kim, bizler saldırılarla, kriminalize ika çabalarıyla, komplo davalarıyla başa çıkmasını biliriz ve sizin önünüzde katiyen diz çökmeyiz. Üzeri eğmeyiz. Size biat etmeyiz.

HDP, SALDIRILARLA KASIT HALİNE GETİRİLİYOR: Bir tarafta numara davaları devam ederken, aynı tarafta siyasi soykırım saldırıları ve davaları bitmeme ederken özge tarafta Türkiye açlıkla, yoksullukla savaş ediyor. Bu ülkeyi soyup soğana çevirenler, tefviz edenler, sömürenler, çalanlar bilsinler kim, önümüze koyulan önceki sandıkta ve önceki seçimlerde sizlere gereken dersi Türkiye halkları kategorik ama pekâlâ verecektir. HDP sizin bu politikalarınıza derbent vermediği için kuvvet tarafından rastgele bölüm saldırılarla, hakaretlerle gaye haline getiriliyor.

KİMSE GELECEĞİNE UMUTLA BAKAMIYOR: Türkiye halkları bugün bu ülkede geçim sıkıntısı yaşarken, bu ülkede yoksulluk yaşanırken, bu ülkede açlık ve yoksulluk yaşanırken, bu ülkeyi yönetenler Türkiye halkının yarınlarını değil, kişi çıkarlarını, kendi geleceklerini ve kişi koltuklarını terazi alabilmek üzere çarpışma konseptini, savaş politikalarını devreye sokmaktan izansız durmuyorlar. Onların aklında Türkiye halklarının ne yaşadığı değil, ne yaşayacağı değil, öz iktidarları ve öz koltukları var. Onlar cidal konseptini devreye koyarken atılacak olan, sıkılacak olan her bir merminin, bire bir savaş bombasının bu ülkeye, bu ülkenin işçilerine, bu ülkenin emekçilerine, bu ülkenin kadınlarına bundan sonra yetersizlik, daha çok yoksulluk ve kadınların ekmeğini atacağını, ekmeğini yarıya bölüneceğini asla hesaba katmıyorlar. Tığ biliyoruz, şuna inanıyoruz ki bu ülkede çarpışma verenler, savaşların taraftarı olanlar, bitişik ülkelere cidal amacıyla gidenler bu ülkenin geleceğini düşünmüyor. Bu ülkenin gençlerini, bu ülkenin yarınlarını asla düşünmüyor. Çünkü bu ülkede artık tek kimesne geleceğine umutla bakamıyor. Hiç kimse yarınlarını göremiyor.

TÜRKİYE HALKLARI KAVGA DEĞİL, BARIŞ İSTİYOR: Onlar bu konsepti devreye koyarken Türkiye halklarına 2023’ün haziran ayını gösteriyorlar. Hazirana kadar sabredin, diyorlar ama bölüt derken dahi kendileri amacıyla yapmadıkları şeyi bırakmıyorlar. Tekrar soyuyorlar, yine çalıyorlar, gene çırpıyorlar, tevzi ediyorlar, sömürüyorlar ve hep bunları özlük koltukları üzere yapıyorlar. Natür talanına devam ediyorlar. Taraftar atamalarına devam ediyorlar. Gece yarısı zamlara bitmeme ediyorlar. Bilcümle bunları Türkiye halklarının geleceğini karartmak üzere yapıyorlar ve özlük geleceklerini garantiye almak için yapıyorlar. Türkiye halkları, sizin uğraş konseptinize asla izin vermeyecek, asla prim vermeyecek, katiyen cevaz etmeyecek. Zira Türkiye halkları cenk değil, sulh istiyor, hal istiyor.

ÇALIYORLAR, ÇALIYORLAR, ÇALIYORLAR: Kaybedeceklerini haddinden fazla gani biliyorlar. Kaybedeceklerini bildikleri üzere da bunları devreye sokmak üzere sinyaller veriyorlar. Zira biliyorlar ki gidecekler, biliyorlar ki ayrımsız elan asla anlayışsız gelmeyecekler. Şu tatlılıkla akım ediyorlar. Giderken ne götürsek kar anlayışıyla debi ediyorlar ancak bu ülkenin halkları, ilkin Kürtler kalkışmak amacıyla Türkiye halkları onların kavga politikalarına katiyen cevaz vermeyecek, katiyen cevaz etmeyecek. Onlar temas şeyi çalıyorlar, bunun farkındayız. Gençlerin geleceğini çalıyorlar. Kadınların geleceğini çalıyorlar. İşçilerin, emekçilerin yarınlarını, umutlarını çalıyorlar ve tığ Halkların Demokratik Partisi adına üstelik aynı sefer elan bu ülkenin gençlerinin yanındayız. Bu ülkenin kadınlarının yanındayız, işçilerinin, emekçilerinin yanındayız. Onların bunu çalmasına asla izin etmeyeceğiz. Çaldıkları sadece bunlar değil. TÜİK’te rakamları çalıyorlar. Tarz Bankası’nda rezervleri çalıyorlar. Yargıda hususiyet hırsızlığı yapıyorlar. Medyada köken hırsızlığı yapıyorlar. Yani kısacası bunlar çalıyorlar, çalıyorlar, çalıyorlar.

KADINLARA DÜŞMANLAR: Kadınlara düşmanlar. Ne, zira İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiler. İptal ettiler ve bu iptalle alay malay şu zaman kadınlarla düşmanlık yapıyorlar ve kadınlarla kavga halindeler. Bu ülkede esnafla, işçiyle, emekçiyle, yoksullarla, milyonlarla savaş halindeler. Bu ülkede demokratik siyasetle cidal halindeler.

BU İKTİDAR ALEVİLERLE ÇARPIŞMA HALİNDE: Bu ülkede ayrımlı inançlar, ayrımlı kimlikler ve Aleviler var. Bu erk ayrımsız zamanda Alevilerle çekişme halindedir. Rastgele zaman bir cemevine ya üstelik ayrımsız cemevinin başkanına ofans gerçekleşiyor. Cemevlerine yapılan saldırıyı buradan kınıyoruz ve akseptans etmiyoruz. Bu ülkede camiler şüphesiz dokunulmazsa bire bir derecede cemevleri de dokunulmazdır. Tığ camilere da, cemevlerimize de, Ermenilerin ibadethanelerine de, Alevilerinkine birlikte, Süryanilerinkine üstelik, seçkin inancın, temas kimliğin perestiş şekline hürmetli olmak durumundayız ama bu kuvvet, cemevlerine bile cidal tehi ilan etmiş durumda.

ÜÇÜNCÜ İTTİFAK, GELECEĞİN İTTİFAKIDIR: Ormanlarla cidal halindeler. Derelerle savaş halindeler. Kısacası Türkiye halklarıyla Türkiye toplumuyla çekişme halindeler ama bu ülke, bu savaşları katiyen doğruluk etmiyor ve bu talih bu savaşlara mahküm değildir. Bu büyüklük, bu iktidara sınırlı değildir. Bu büyüklük, bu iktidarın çekişme politikalarına, barbar politikalarına katiyen mahküm değildir. Zira önünde farklı bire bir dalgalı var. Üçüncü el dediğimiz, çizgisi olan ayrımlı tıpkı defa, üçüncü aynı yol seçeneğimiz var. İşte bu anlaşma, geleceğin ittifakıdır. Türk’üyle, Kürt’üyle, Ermeni’siyle, Süryani’siyle, kadınıyla, genciyle, tıpkı hep adına Türkiye halkları bu ittifakla gelişigüzel geleceği düz yazı edecek. Bu ülkenin köken ve kibirli benzeri barışa ihtiyacı var. Bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyacı var. Bu kibirli barışı, bu temel adaleti elbette ki gerçekleştireceğiz.

SEÇİMLER YAKLAŞINCA KÜRTLERİ HATIRLAYANLAR UTANMALIDIR: Şunu anlatmak isterim ki, seçimler yaklaşınca Kürtleri hatırlayanlar az buçuk kendisinden utanmalıdır. Kürtler hoppadak ve çabucak seçimlerde hatırlanacak bir el değildir. Helalleşmek adı altında Kürtlerle seçme dönemlerinde ayrımsız araya akmak isteyenlere şunu göstermek isteriz. Kürtler, onurlu ayrımsız sulh gerçekleşmeden, hakikatler açığa çıkmadan, mağrur ayrımsız yüzleşme olmadan hiç kimseye hakkını helal etmeyecektir.”



Share: