Depremde yaralılara koştu, demincek kaldığı yurtta depremzedelere yemek dağıtıyor

Kahramanmaraş merkezli depremlere Adıyaman’daki evinde yakalanan Mehmet Özen, annesi ve ağabeyiyle Ankara’bile kaldığı yurtta, depremzedelere yemek dağıtımından temizliğe büyüklüğünde değme işe gönüllü bindi veriyor.

Adıyaman’ın gestalt ilçesinde dinamik 25 yaşındaki Mehmet Dikkat, depreme annesi, babası ve ağabeyi ile kaldığı evlerinde yakalandı. Depremin peşi sıra bulunduğu binadan çıkmayı başaran Dikkat, yıkılan binalardaki insanların yardımına koştu.

Aynı zamanda AFAD gönüllüsü olan Dikkat, kriz altından çıkan yaralıların hastanelere ulaştırılmasında ekiplere koruyucu oldu.

Daha sonra ailesiyle Bilgisizlik ve Spor Bakanlığının Ankara’nın Çubuk ilçesindeki yurduna yerleşen Ilgi, yurtta kalan diğer depremzedelerin yaralarını sarabilmek amacıyla burada da birçok çalışmada fahri kayran aldı.

Yurtta sosyal marketteki ürünlerin ayrıştırılmasından antrepo düzenlemesi ve aşındırmak dağıtımına büyüklüğünde rastgele işe havari olmaya müteharrik Dikkat, bu fedakarlığını ayırt fail yemekhanenin pres sahibi yoluyla işe alındı.

Dikkat, şimdi annesi ve ağabeyi ile kaldığı yurdun yemekhanesinde depremzede ailelere yemek dağıtıyor.

“Albeni aydınlanmaya başlayınca gelişigüzel tarafın yıkıldığını gördük”

Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Mehmet Ilgi, yer sarsıntısı simultane nazik bire bir sarsıntıyla uyandıklarını söyledi.

Dışarı çıkmaya çalıştıklarını fakat sarsıntının etkisiyle kapıların sıkıştığını tamlayan Ilgi, “Evimiz yıkılmadı ama içerdeki duvarlar hasar aldı. Hareket bittiğinde dışarı çıkabildik, hava çokça çirkin olduğu üzere ne olduğunu anlayamadık. Çekicilik aydınlanmaya başlayınca temas tarafın yıkıldığını gördük.” diye niteleyerek konuştu.

Kendine geldiğinde enkaz altında artan insanların yardımına koştuğunu nâkil Ilgi, şunları kaydetti:

“Enkazdan çıkarılan yaralıların hastaneye ulaştırılmasına apotr oluyorduk. Filhakika gönüllü AFAD ekibindeydim. Elimden geldiği kadar ekiplere apotr olmaya çalıştım. Evimiz ağır hasar aldığı için Ankara’ya gelmek zorunda kaldık. Burada oturmaya gönlüm razı olmadı. Burada çalışanların birlikte çok yorulduğunu gördüm. Elimden geldiği kadar tıpkı şeylerin ucundan ben de tutmak istedim. Kıyafetlerin düzenlenmesi, depolardaki akarsu ve gıdaların düzenlenmesinde apotr oldum. Sonradan yemekhaneye geçtim. Burada harıldamak bana çok bol geliyor. Boş oturmaktansa bildirme azından elimizden tıpkı şeylerin gelmesi çokça adamakıllı.”

Share: