Mahmut Aslan: “Daha Çok kömür diyerek insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım”

DOĞRULUK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Amasra’dahi 41 işçinin yaşamını kaybettiği maden ocağındaki patlamaya ilgilendiren, “Taş kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz ama bunu yaparken kayırıcı hayatını da ötelemeyelim, artık kömür diye niteleyerek insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Kimseyi suçlamak üzere söylemiyorum ama beyaz zehir kazalarının yüzde 95’i önlenebilir. Bunun farkında namına nerede günah, kusur var belirleme etmemiz gerekiyor.” dedi.

Arslan, konfederasyonun 47’nci yapı sene dönümü zımnında tıpkısı otelde planlı “Başkanlar Yerleşmiş ve Genişletilmiş Rüesa Yerleşmiş” toplantısına katıldı.

Buradaki konuşmasında ADALET-İŞ’in tarihsel süreci ve çarpış dönemlerinde yaşadığı zorluklara, verdiği mücadelelere dikkati çeken Arslan, 28 Şubat “postmodern çarpış”nin Türkiye demokrasisine tutkun çokça pahal benzeri darbe, “darbecilere taşeronluk özne” bazen sivil cemiyet ve sendikalar açısından dahi sakil ayrımsız çağ olduğunu vurguladı.

Arslan, bu kaba dönemi asla unutmayacaklarının ve unutturmayacaklarının altını çizerek, bu bed dönemin aktörlerinin yeni çirkin senaryolar karşısında ayrımsız rolleri üstleneceğinden bulut duyduklarını söyledi.

15 Orak Ayı darbe girişiminde birlikte büyük bir savaş verdiklerini tamlayan Arslan, demokrasiye, milli iradeye daima cemaat çıkacaklarını dile getirdi.

Arslan, “Ülkemizin demokrasisine müteveccih artık gelebilecek temas çeşit içeriden ve dışarıdan saldırılara alın henüz aktif ayrımsız birliktelik bina etmek istiyoruz. Bunun üzere bir vakitler yaşananlardan, el erki sınavında sınıfta kalanlardan bile geçmişle ayrımsız hesaplaşma yapmalarını, öz eleştiri geliştirmelerini ve bundan sonra koşullar hangi olursa olsun demokrasiye ehil çıkacaklarını anlatım etmelerini bekliyoruz. Bu bizim sunma asıl talebimizdir.” diye niteleyerek konuştu.

“Kamuda etkin bilcümle arkadaşlarımızın ekip alması üzere mücadele ediyoruz”

Arslan, sendikaya üyeliklerde kâtibiadil şartının kaldırılması, 696 basit Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamuda ve evcil yönetimlerde taşeronlar yanı sıra müteharrik işçilerin kamu kurum ve kuruluşlarının daima iştirakçi kadrolarına geçirilmesi gibi düzenlemelerde savaşım verdiklerine, avangart olduklarına dikkati çekti.

Geçici ve mevsimsel işçilerin kadro sorununun çözümü üzerine birlikte tıpkı takvim oluşturulduğuna bel eden Aslan, bu sorunun kökünden çözülmesini beklediklerini vurguladı.

Aslan, Faaliyet ve Sosyal Düzenlilik Bakanı Vedat Bilimci ile yapılan görüşmeler sonucunda 696 çevrilmiş KHK ile ekip düz kamu işçilerinin şahıs haklarındaki ara sıra eksikliklerin giderilmesine müteveccih tıpkısı çalışmanın de yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Bakanımızla aynı mutabakatımız var, Kamu Söve Protokolü’nde 696 az KHK ile kadro alamayan, ilkin KİT’lerde çalışan bütün arkadaşlarımıza kadrolarının verilmesi konusunda aynı mutabakatımız var. Bu mutabakatla bu sorunların çözümü üstüne inşallah bakir ayrımsız başlangıcı yapmış olacağız.”

“8 Ilkgüz 1999’dan ilk işe girmiş kişilerin haklarının iadeli edilmesini istiyoruz”

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorununun de çözülmesi gerektiğine vurgu işleyen Arslan, bu durumun Türkiye’nin demokratik süreçlerinin güçlendirilmesine hiçbir kâr sağlamadığını tersine bakir tartışmaları beraberinde getirdiğini anlattı.

Arslan, bu sorunun çözümünde koskocaman düzenlemeleri, gelişmeleri beklediklerini ifade ederek, “Talebimiz şu, 8 Eylül 1999’dan ilk işe girmiş bütün emekçiler, eski mevzuata göre tekaütlük haklarını kullanmalı. Getirilen bundan ahir düzenlemelerin bakir işe girenler için olmasını tığ birlikte akseptans ediyoruz amma 8 Ilkgüz 1999’dan evvel işe girmiş insanların haklarının iadeli edilmesini istiyoruz. Bu konuda tehlikeli aynı oturma gösteriyoruz. Bunu temas platformda anlatmaya devam edeceğiz.” dedi.

“Hayat pahalılığı normalleşene kadar bilcümle kazanç oranları yüzdelik 10’la sınırlandırılmalı”

Verginin adil tıpkı şekilde alınması üstüne de taleplerinin olduğunu ve bu konuda tıpkısı ifade hazırladıklarını anımsatan Arslan, “Türkiye’nin rüşvet üzerine aynı reforma acilen ihtiyacı var. Fakat faziletkâr para şişkinliği, faziletkâr döviz ve buna ilişkin yaşadığımız avlu pahalılığı normalleşene kadar bilcümle vergi oranlarının yüzdelik 10’la sınırlandırılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Elan ilk asgari ecir tutarındaki bilcümle gelirlerden alacak alınmaması için başlatılan çalışmada gâh çevrelerin, “Eğer bunu yaparsanız Türkiye 60 milyar lira kaybeder” diyerek kıyameti kopardığını amma gerçeğin böyle olmadığının anlaşıldığını ve düzenlemenin çıktığını anlatan Aslan, ücretlilerin alacak meselesinin mecmu bütçe gelirleri içerisindeki payının üstelik söylendiği büyüklüğünde balaban olmadığını söyledi.

“Türkiye özlük güvenliği amacıyla Ada’ya eş geçmek zorunda”

Arslan, konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) durumuna dahi değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“KKTC’deki kardeşlerimizin hür, bağımsız, dünya vasıtasıyla ünlü tıpkı devlette güç hakları var. Kıbrıs Türklerinin konuşu, toplumsal, açık oturum anlamda bile vatanlarını tecezzi etmeyecekleri çözümleri tedarik etmek zorundayız. Kıbrıslı Türk gençlerinin çözümü, Avrupa’de, İngiltere’bile görmelerinin önüne geçmemiz gerekiyor. Bunun üzere KKTC’ye imdi destek, yardım vermeliyiz. KKTC’ye kerem desteklerini neymiş Türkiye’nin bir borcuymuş kabil idrak etmek serencam evre hatalı. Türkiye’nin güvenliği Ada’dan geçiyor, Mavi Vatan’ın geleceği Ada’dan geçiyor. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti devleti özlük güvenliği, geleceği üzere Ada’ya erbap çıkmak, destek olmak zorunda.”

Amasra’da maden ocağındaki patlama

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yapılan kamu mevzuat düzenlemelerine karşın en üst Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada 41 işçinin hayatını kaybettiğini anımsatan Arslan, şunları kaydetti:

“Hayatlarının baharında gepegencecik evlatlarımızı, kardeşlerimizi toprağa yüklemek zorunda kaldık. Bu banal Türkiye’ye yakışmıyor, Türkiye bu sorunu çözmeli. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen tıpkı geleneğin mensupları adına insanı yaşatmak esas olmalı. Elbette istihsal, istihdam, kar yetişkin ama seçme şeyden ilk kayırıcı, insan hayatı dirimsel. Bunu ne yazık ki başaramadık, bibi hisse senedi kazaları üzerine ilaveli rakamları benzeri kenara koyup, kamunun rakamlarına baktığımızda dünya sıralamasında yukarılardayız.

Bütün önlemlere rağmen bu sorunu çözemedik, sorunun çözümü takkadak mevzuat değil benzeri içtihat değişimine bile gerekseme var. İş verenlerin ‘kanunun peşi sıra pekâlâ dolanırız de sorumluluklarımızı namına getirmeyiz’ yaklaşımını metrukiyet edip, çalışanların hayatlarını bittabi güvence altına alırız kaygısı ve temennisi olmalı. Çalışanlarımız üstelik ‘bize ayrımsız madde olmaz’ diye davranmamalı. Bütün bu arada bu sorunun üstesinden gelmeliyiz.”

“Dünya grizu patlamaları sorununu çözdü”

Aslan, 1990’lı yıllarda aksiyon kazalarıyla anılan Çin’in bütün beyaz zehir ocaklarını kapatıp, eskimemiş teknolojilerle ocaklar açtığını ve müstelzim tedbirleri aldığını anımsatarak, Türkiye’nin toprak, jeolojik çatı açısından print tıpkı maden bölgesi olduğuna değindi.

Metan gazı konusundaki sorunun çözülebileceğine dikkati çekici Arslan, “Dünyada metan gazlarını tıpkısı kısım yöntemlerle arazi üstüne çıkarıp antrparantez onu bile mutfaklarda kullanacak şekle getiriyorlar. Bu yolla grizu patlaması ortadan kaldırılıyor. Yüzdelik 5’in üzerinde olduğu antlaşma patlama oluyor, yüzdelik 1-2’lik oranlar yanıyor amma patlamıyor. Dünya bunu çözmüş.” diyerek konuştu.

“Bu kazaların olması akseptans edilebilir değil”

Türkiye Maden Kömürü İşletmesi’nin şanlı ayrımsız pres ve taş kömürünün da alelhusus çıpa-çelik fabrikalarının olmazsa olmaz ürünü olduğunun altını çizen Arslan, şöyle konuştu:

“Taş kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz, destekliyoruz ama bunu yaparken eş hayatını dahi ötelemeyelim. artık kömür diyerek insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Amasra’dahi yaşadığımız eroin kazası hepimizin yüreklerini yaktı, 41 madenci şehidimize Allah’tan yağmur, yaralılarımıza müstacel şifalar diliyorum. Kimseyi suçlamak üzere söylemiyorum ama şunu biliyoruz ki beyaz zehir kazalarının yüzde 95’i önlenebilir. Bunun farkında adına nerede hata, ayıp var, bunu görmemiz, tespit etmemiz gerekiyor.

Bir hisse senedi yerinde sendika varsa hareket kazalarının kısık şekilde azaldığını biliyoruz amma Amasra’dahi sendika olmasına karşın bu kazaların olması, 41 kardeşimizi martir vermemiz akseptans edilebilir değil. Bunun hep yönleriyle araştırılması, kimin sorumluluğu, ihmali varsa gereğinin yapılmasını istiyoruz. Yıpranmamış Ermenekleri, Somaları, Amasraları yaşamamak amacıyla buna ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımızın ‘bu kazaların imdi olmaması amacıyla hangi gerekiyorsa yapacağız’ iradesini eke benzeri hamle, aynı inanca kendisine görüyoruz. Umarım bunu güdük zamanda gerçekleştirmiş oluruz.”

Aslan, hep gelişim kazalarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diledi.

Share: