Şanlıurfa’daki Işid Davasında, “Kimse Bana ‘Gitme’ Demedi, ‘Git PKK ile Savaş’ Dediler” Diyen Sanık Karşı “Ceza Verilmesine Kayran Olmadığına” Değişmeyen…

TAMER ARDA ERŞİN – GÜRKAN DEMİRTAŞ

Şanlıurfa’daki IŞİD davasının dosyaları Ankara’daki 10 Teşrinievvel Ankara Tren Garı katliamı ile ilgilendiren entelekt dosyasına girdi. Buna bakarak; kendisini “2014 yılı Ilk Teşrin ayında DAİŞ (IŞİD) yıldırı örgütüne katılmak üzere Suriye’ye gittim. Kimesne bana, ‘gitme’ demedi. Bana ‘Git PKK ile savaş’ dediler” ifadeleri ile savunan sanık Ahmet Sami Karabilgin hakkında, 2018’dahi “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verildiği ortaya imdi. Suriye’dahi eşleri ile alay malay hareketlilik gösteren ve IŞİD üyesi oldukları iddiası ile yargılanan beş avrat bile “Eşlerinin örgüt bünyesinde ruh göstermesinin örgüt üyesi namına uzvi yapıya karışma olduğu anlamına gelemeyeceği” gerekçesiyle aklanma ettirildi.

IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Katar Garı’nda düzenlediği kırım ile ilgilendiren yargılamada, Ankara 4. Kırıcı Ukubet Mahkemesi’nde firari sanıklar yönünden süren davanın dosyasına; Şanlıurfa’üstelik yargılanan IŞİD üyesi Ahmet Sami Karabilgin hakkındaki belgeler eklendi.

Buna bakarak; Karabilgin ile ilkokul eş, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede “silahlı terör örgütü üyesi” olmakla suçlandı. Ankara’daki dosyaya eklenen belgelere göre; Karabilgin, Şanlıurfa 2. Barış Ceza Mahkemesi’nde 21 Meyan 2017 tarihinde yaptığı savunmada, IŞİD’e şüphesiz katıldığını şöyle anlattı:

“Ego Konya’ birlikte galericilik yapardım. 2014 yılı Ilk Teşrin ayında DAİŞ (IŞİD) terör örgütüne süzülmek amacıyla Suriye’ye gittim. Ben Türkiye’ ye akmak için 1 seneden beridir uğraşıyordum. Vurdumduymaz karışmak için 12 bin Amerikan doları ödedim. Kardeşim Şanlıurfa Valiliği ile irtibata geçerek beni ferasetsiz getirdiler. Ego giderken kimesne bana, ‘gitme’ demedi. Başkaca giderken kolluk kuvvetleri bana baklava veriyorlardı. Bana ‘Git PKK ile savaş’ dediler. Ego hataya düştüm. Ancak kimse bana ‘gitme’ demedi. Ego sınırı haddinden fazla şen, kıytırık benzeri şekilde geçtim. Askerler bize sıcak savsaklamak gönderiyorlardı. Oraya müracaat etmek amacıyla heveslendirme ediliyorduk. Oradan akmak isteyenler ile ilişik birlik bildikleri anlattım. Orada mevcut astsubay ve bordo bereli bilirkişi çavuşlar vardı onlara anlattım. Orada kâin Türklerin çoğu öldü. Sağ kalan bir iki tıpkısı gönül vardı. DAİŞ yıldırı örgütü hala bitmeme ediyor. Ego 10 devir boyunca köy karye geldim. Gelirken bir iki kaldık. PKK’lılar beni yakalasaydı öldürürlerdi. Bir senedir kaçmaya çalışıyorum.”

“AMBULANSLA TAŞIDIM”

Tekrar belgelere göre; Karabilgin hakkındaki iddianame, Şanlıurfa 6. Kırıcı Ukubet Mahkemesi tarafından akseptans edildi. Karabilgin, 20 Mart 2018 günlü duruşmada, Suriye’ye gittikten sonra yaptıkları için ayrıntılı hikmet verdi.

Karabilgin, Suriye’üstelik ilk yerine Haseki’birlikte kaldığını ve burada PKK ile çatışan ve yaralanan IŞİD’lileri cankurtaran aracıyla taşıdığını, antrparantez 2 hafta silahlı yetişek aldığını açıkladı.

Karabilgin, “Ambulans şoförlüğü yaparken yaralıları emisyon esnasında ego birlikte yaralandım. Kısaca ayrımsız sene hastanede yattım. Daha sonra DEAŞ’a ait hastanede göreve başladım. Örgütün bana vermiş olduğu kod adı Abu Cafer’di. Ancak ben bu ismi kullanmıyordum” dedi.

Karabilgin, Adana’üstelik 2014 yılında öldürülmüş gazeteci Kadri Bağdu cinayetinin failleri arasında gösterilen Arzulu Güler ile tanıştığını üstelik söyledi.

Karabilgin ile beraber yargılanan kadınlardan A.T. ise eşiyle gelişigüzel Suriye’üstelik Elbab ve Rakka’ya gittiğini ve eşi öldükten sonraları Arzulu Güler ile evlendiğini aktardı. A.T., IŞİD’li olmadığını ve Suriye’üstelik çabucak evde çocuk baktığını dile getirdi.

IŞİD’li Hevesli Güler’in kardeşi G.K. ise Suriye’ye eşiyle gittiğini söyleyerek, azimet nedenini şöyle anlattı:

“Eşim S.K., 3 yıl önce Kobani olaylarından etraf Adana otogarında biricik kayırıcı Allah’a küfrediyor. Eşim üstelik ona ‘Küfretme’ diyor. Herif küfredince edince eşim da adamın bacağına bir tane sıkıyor. O ant cankurtaran geç gelince insan zaman kaybından ölüyor. Ondan sonraları eşim az dışına kaçtı. Kestirmece 3 ay sonra ben eşimin yanına gittim Adana’de maktul benzeri gazeteci olayı bile ağabeyim Arzulu’in konusunda atılıyor. Ağabeyim erkin bırakılmasına karşın PKK peşini bırakmıyor. Bu olaylardan ekolojik ortam bende onlarla beraber gittim.”

Hevesli Güler’in eşi S.S. ise “bilmiyorum. Hoppadak elan sonradan duyduğum kadarıyla uçak bombası ile ahiret yolculuğu ettiğini öğrendim. Benim eşim Suriye’ye mecburiyetten gitti. Bende eşimi çokça sevdiğimden dünya onunla gelişigüzel gittim. Eşim Hevesli’in de DEAŞ ile seçme bağlam ve alakası yoktur. Mecburiyetten ufuk Suriye’ye gitmiştik. Suriye’ye gittiğimden kontekst pişmanım. Benim DEAŞ ile rastgele bandaj ve alakam yoktur” diye niteleyerek kendini savundu.

Diğer iki avrat birlikte günahsız olduklarını ve eşleriyle gelişigüzel çabucak Suriye’ye gittiklerini savundu. Mahkemenin 18 Mayıs 2018 tarihli duruşmasında müddeiumumi mütalaasını verdi. Karabilgin’in itirafçı olduğu gerekçesiyle deli dolu nedamet hükümlerinden yararlanmasını istekle, ukubet verilmemesi talebinde bulundu. Karabilgin ile gelişigüzel yargılanan diğer dört maznun üzerine ise terör örgütü üyeliği suçundan ukubet verilmesini istedi. Mahkeme, 5 Orak Ayı 2018 tarihli duruşmada, savcılığın; “silahlı yıldırı örgütü üyeliğinden” cezalandırılmasını istediği ilkokul sanığa beraat, Karabilgin’e ise ukubet verilmesine saha olmadığına değişmeyen verdi. Mahkeme başkanı, oyçokluğu ile alınan bu karara çapraz kaldı.

Murafaa heyetinin gerekçeli kararında ise Karabilgin’in IŞİD üyesi olduğunu, silahlı yetişek aldığı ve kalaşnikof kullandığını, IŞİD’den mahiye aldığını ve PKK ile sâdır çatışmada yaralandığını ve elan sonradan cankurtaran şoförlüğü yaptığını anlatarak, Karabilgin’in itirafçı olduğu üzere cezalandırılmadığını açıkladı.

“SURİYE’DE YILDIRI ÖRGÜTÜNÜN HAKİM BULUNDUĞU YERLERDE EŞLERİYLE BİRLİKTE BULUNMALARI TEŞKILAT ÜYESİ OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ”

Ayrıksı ilkokul kadının de eşleriyle bu arada Suriye’ye gittiğini aktaran mahkeme heyeti, bu kadınlar karşı aklanma kararının gerekçesini açıklarken şu yorumda bulundu:

“…eşlerinin örgüt bünyesinde elektrik göstermesinin ve hemen Suriye’birlikte terör örgütünün bilgili bulunduğu yerlerde eşleri ile gelişigüzel bulunmalarının sanıkların teşkilat üyesi kendisine organik yapıya karışma olduğu anlamına gelemeyeceği ve sanıkların teşekkül üyesi yerine kabul edilemeyeceği…”

“KADINLAR IŞİD ÜYESİ”

Karara muhalefet şerhi koyan duruşma başkanı ise kadınların eşleriyle gelişigüzel IŞİD’in içerisinde düz aldıklarını bildirerek, yıldırı örgütü üyeliği suçundan cezalandırılmaları gerektiğini bildirdi. Duruşma başkanı şerhinde şunları kaydetti:

“… Şanlıurfa 2. Barış Ukubet Hakimliğinde müdafi nezdinde motamot tekrar ettikleri, sanıkların DEAŞ ünlü silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde arama altında bulunan bölgelerde yaşamış olmaları, yaşadıkları kavuşum DEAŞ kontrolünden çıkması sonrası, bulundukları bölgeyi infirak yazar, DEAŞ’ın tıpkısı bambaşka kontrol altında tuttuğu bölgeye gitmeleri ve daim kayran değiştirmiş olmaları, bu durumun sanıkların örgütün güdümünde ve örgüte vabeste namına akım ettiklerini gösterdiği, sanıkların Türkiye’ye vürut tarihlerinin DEAŞ silahlı yıldırı örgütünün inhilal sürecine girdiği döneme balya gelmesi ve sanıkların ince aynı süre örgütün kontrol ettiği bölgelerde bulunmaları, sanıkların DEAŞ silahlı yıldırı örgütüne uzvi namına merbut olup, teşkilat talimatına göre cereyan ettikleri, örgüt kararları ve debi sahasına bakarak Suriye ülkesinde düzlük değiştirdikleri, sanıkların ailevi, sosyal ve hesaplı hayatlarını DEAŞ yıldırı örgütünün kurallarına bakarak ve bu örgütün içerisinde tasarım ettikleri, sanıkların DEAŞ’ın kontrolünde kâin bölgelerde bulundukları süreler göz uğrunda bulundurulduğunda sanıkların DEAŞ silahlı yıldırı örgütünün talimatı dışında cereyan etmelerinin hayatın macerasız akışına akla yatkın olmadığı…”

(ARŞİV IŞIK)

Share: