Bolu’nun Kıbrıscık ilçesinde çıkarılan kalsedon taşı, belediye projesi kapsamında açılan atölyede yük ve tespihe dönüştürülerek ekonomiye kazandırılıyor.
Genellikle bezen eşyalarında kullanılan kalsedon taşının ilçedeki rezervinin değerlendirilmesi üzere Kıbrıscık Belediyesince 2013 yılında “Kıbrıscık Taşının Ekonomiye Kazandırılması Projesi” hazırlandı.
Kısıtlı imkanlar nedeniyle tüm yerine faaliyete geçirilemeyen projeye, 2019’da Kıbrıscık El Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) işbirliğiyle açılan kalsedon taşı gravite yapımı kurslarıyla başlandı.
Proje kapsamında atölye bile hazırlandı. Doğadan toplanan mülevven kalsedonlar, burada ustalar vasıtasıyla özenle işlenerek yüzük, kolye, bileklik ve tespihe dönüştürülüyor.
Hazırlanan rehavet ve tespihler, elan sonra uray vasıtasıyla açılan sergi ile fuarlarda müşterilerin beğenisine sunuluyor.
“KOSGEB ile bire bir mesai düşünüyoruz”
Kıbrıscık Belediye Reisi Güvenli Tekemen, AA muhabirine, bölgeden çıkan taşın Hititler’den bugüne kullanıldığına inanıldığını anlattı.
Projenin 2010 yıllarında düşünülmeye başlandığını anımsatan Tekemen, “İl Hususi İdaresi kaynaklı makineler. Oradan gelmişti fakat bunu o yıllarda parçalanmamış adına faaliyete geçiremedik. 2019’a geldiğimiz antlaşma İŞKUR ile kursları başlattık. Aşure Ayı Güneş ustamızı bulduk, şimdi kendisiyle devam ediyoruz. Gerçekten belediyeyiz, kaynaklarımız merbut.” diye konuştu.
Tekemen, bu taşın ilçeden Eskişehir Sarıcakaya’ya büyüklüğünde uzanan alanda çeşitli renklerde çıktığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“Toplayıp burada yorum için gidiyoruz. Serencam yıllarda pandemi bizi bu konuda sıradan etkiledi. Çalışmaları muayyen noktaya getirdik. Hazırlığımız tekrar var. KOSGEB ile esasen bir iş düşünüyoruz. Daha açık şekilde çalışmaları bitmeme ettireceğiz. beraber makinelerimiz birlikte yıprandı elbette. Onlarla ilişik KOSGEB’den destek almayı istiyoruz. Önümüzdeki günlerde bu işi elan aktif şekilde hayata geçirmeyi düşünüyoruz.”
Taş telkari ustası Muharrem Gün de saf namına mevrut kalsedon taşının makinede yapılan işlemlerin peşi sıra zımparalarla parlatıldığını, elan sonra kolye, hırızma yapımına başladıklarını kaydetti.
