İmar Barışı Mağdurları: “Yapı Pusat Belgesi Aldığımız Yuvalarımızın Katabolizma Kararları Durdurulmalı ve Açılan Davalar, Cezalar İptal Edilmelidir”

İmar Barışı Mağdurları Ankara’ya gelerek kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştı. Platformun Bursa Idarehane Başkanı İbrahim Hacıoğlu, “Amacımız Belde ve Şehircilik Bakanlığı yoluyla 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı Yasası’nın uygulanmasından bilahare çektiğimiz acıları çıkışlı ve deli dolu kişilere duyurmaktır. İmar barışından faydalanıp bina anahtar belgesi aldığımız yuvalarımız için alınan yadımlama kararları durdurulmalı ve   hakkımızda açılan davalar, cezalar fesih edilmeli ve yıpranmamış ayrımsız aranjman ile bu yaşanan sorunlar çözülmelidir” dedi.

Mekân ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla 2018 yılında çıkarılan ‘İmar Barışı’ yasasının peşi sıra bina pusat belgesi almaya doğruluk kazanan vatandaşlar, üç sene sonrası ise yapı anahtar belgelerinin iptali ile karşılaştı. İmar Barışı Mağdurları Platformu üyeleri bugün Ankara Ulus Meydanı’nda matbuat açıklaması yaptı. Platformun Bursa Ofis Başkanı İbrahim Hacıoğlu konuya ilgili şunları söyledi:

“Zaman imar barışı mağdurları yerine içtima sebebimiz Çevre ve Kentçilik Bakanlığı yoluyla 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı yasasının uygulanmasından sonra çektiğimiz acıları çıkışlı ve hareketli kişilere duyurmaktır. Bizler bu kanun kapsamında kişi ecdadımızdan artan mülkler ve yapılar üzerine barınmak için kendi yuvalarımızı alın terimizle yaptık. Devletin veya başkasının arazisini işgal etmedik kamuyu birlikte asla zarara uğratmadık. Devletimizin çıkarmış olduğu imar yasasına dayanarak E-Heybet üzerinden başvurumuzu yaptıktan sonra bize gerçekleşme ettirilen ücreti birlikte devletimizin kasasına yatırdık. birkaç gün içinde ilgili nezaret bizlere yapı vasıta belgesi verdi. Bu vesika ile evlerimize zindelik, akarsu, doğalgaz aboneliği bağladık. Rustik kesimde el olmayan yerlerde misil açım çalışmaları yaptık. Evlerin boya badana sıva vb. değme kalem eksikliğini giderdik. Elbette bu arada dünyayı yakıp kavuran pandemi süreci başlar insanlar iktisadi ve psikolojik yerine ağırlık duruma düşer rustik kesimlere akmaya başlar. İşte parçalanmamış bu sırada aylar yıllar geçtikten bilahare çatı pusat belgemize müsaade veren ilgili bakanlığın şahsen kendisi verilen hakların mankafa alınamayacağı hükmünü çiğneyerek nahak yere çatı kayıt belgelerimizi fek etmiştir. Bu iptallerden sonradan mağduriyetimiz yıkımlar, mülk cezaları ve mahkemeler ile devam etmiş, mamure cezaları, mevrut yadımlama tebliğleri insanları hem iktisadi hem birlikte ruh bilimsel adına haddinden fazla yıpratmış ve yıpratmaya devam etmektedir.

Yetkililere şu soruyu bakınmak istiyoruz başvuru sırasında ilişkin Bakanlıkça hiçbir şekilde arama ve denetim yapılmayan bu büyüklüğünde aheste cezai müeyyideleri olan bu yasayı uygulanırken vatandaşın bilgilendirilmesi, mukteza kontrollerin yapılması, haksızlık varsa vatandaşın uyarılması ve sonradan belgelerin verilmesi veya akla yatkın değilse nakız edilmesi gerekmez miydi? İmar barışının akıbet başvuru ve ifa tarihlerinin iki öğün uzatılması yanlış anlaşılmalara neden reşit şöyle kim ifa ile başvuru süresi uzatılınca 31.12.2017 tarihinin da uzatıldığı katıksız adına düşünülmüştür. Bakanlığın ümran barışı reklam filmlerinde ve tanıtım broşürlerinde dahi 31.12.2017 devir vurgusu katiyen yapılmamıştır. Acaba Türkiye’nin her ilinde hakeza mağduriyetler mucit bu ihmaller zinciri normal midir?

Hile bildirme zımnında hakkımızda yansıtma yapıldı fakat savcılarımız bu suçun oluşmadığını beyan ederek dalavere beyanla suçlanan vatandaşlar hakkında takipsizlik kararı vermişlerdir. Tekrar ayrımsız anda yapılan iki yapıdan biri uydu görüntülerine bakılarak iptaller yapıldığı amacıyla uydunun rey alanında sıfır yapılar onaylayan memurun insafına bırakılmıştır. Bu da yasanın bire bir eksikliği, kusurlu anlaşılmalara husus araladığı ve hukuka hilaf uygulamaların delili ve göstergesidir. Bizler bu acıların serencam bulması amacıyla gelişigüzel platformda devletimizin ilişik kurumlarına çağrıda bulunduk. TBMM Dilekçe Komisyonu’na Dünya başkanımız Gülbeyaz Kürklü adına dilekçe yazıp on binlerce kişinin imzasıyla bunu taçlandırdık. CİMER’e benzeri şekilde dilekçeler yazdık, ulaşabildiğimiz siyasilere derdimizi anlattık amma aynı çeşit çözüm bulunmadı.

Çözüm yolunda şu ana kadar sunu somut etap tığ İmar Barışı Mağdurları Platformu’nun derdini dinleyen altın benzeri siyasi parti liderimizin Meclis’e sunduğu kanun tasarısı teklifi olmuştur ki o öneri neden bire bir tür görüşülmüyor halen anlamış değiliz. Şurası ısrarla vurguluyoruz ki bizler getirimci, fırsatçı değiliz. Çoğumuz zahmetli, zat yuvasının derdinde olan sıkıntılı gelirli insanlarız. Bazılarımız belgelerinin tağyir edilme haberini muhtarın yazısıyla öğrenmiş ılımlı ve ileri yaşta olup bir kısmımız ise akıbet başvuru süresini dönüş farkıyla kaçırmış yahut ücretini maddesel imkansızlık yüzünden o dakika ödeyememiş az gelirli insanlarız.

Amacımız, parçalanmamış politik partilere, milletvekillerine, oran kurumlarına, matbuat kuruluşlarına sesimizi duyurarak yaşadığımız bu sıkıntılara bire bir an geçmiş hal bulunması için elimizden geleni yapmaktır. Bizler devletimizi seviyoruz ve devletimizden hal bekliyoruz. Kişi tapulu yerlerimizde mevcut, bayındırlık barışından faydalanıp yapı anahtar belgesi aldığımız yuvalarımız amacıyla alınan yıkım kararları durdurulmalı ve hakkımızda açılan davalar, cezalar tağyir edilmeli ve eskimemiş aynı aranjman ile bu yaşanan mesail çözülmelidir.”

Share: