Çorum’un Büğdüz köyünde tüvana 72 yaşındaki Niyazi Öztürk, unutulmaya yüz markajcı kayıt ve eşyaları geleceğe taşıyabilmek için ahşaptan maketlerini yapıyor.
Eskiden çiftçilik ve hayvancılık özne şimdilerde ise tam vaktini hobisi marangozluğa ayıran Öztürk, evinin tıpkı odasını atölye adına kullanıyor.
Boş zamanlarında geçmişte hafızasında mütezayit kağnı arabası, payton, at arabası kabil taşıtlar ile beşik, arkalık, saban, tırmık kadar eşyaların maketlerini özne Öztürk, yaptığı maketleri ise satmıyor.
Öztürk, AA muhabirine, marangozluğa ilgisinin yıllar geçmiş köylerine gelen sepet ustası yardımıyla başladığını söyledi.
Onun sepet örüşünü izleyerek önceki sepet örmeyi öğrendiğini sonra üstelik ahşaba ilişkin duyduğunu anlatan Öztürk, tedricen umum becerisini geliştirdiğini anlatım etti.
Sepet yapmaya başladığı ilk yıllarda kızını tedavi eden doktora ihsan ettiği sepetlerin beğenildiğini belirten Öztürk, “Bu hobimden yalnızca o dönemde bir hacim mal kazandım. Doktor hanımın çevresindekiler siparişler verdi, ‘almam’ desem birlikte bana mal verdiler. Oradan kazandığım parayı çocukların eğitiminde kullandım. Üç çocuğum var, üçü birlikte üniversiteyi bitirdi.” dedi.
Öztürk, maket yapımının çokça faaliyet istediğini dile getirerek, “Tıpkısı faytonun yapımı 6 kamer sürebiliyor. Işıklandırmasına büyüklüğünde yapıyorum ama temas dolaşma ihtimal tıpkısı parçasını yapıyorum. Az Buçuk teferruatlı sürüyor ama domuzuna şeyler ortaya çıkıyor. Görenler beğeniyor, satın almak isteyenler oluyor ancak satmıyorum. Erdemli paralar teklif edenler dahi oldu amma satmayacağım.” diye konuştu.
Özellikle günümüzde kullanılmayan ya da birkaç kullanılan eşyaların maketini yaptığını aktaran Öztürk, şöyle devam etti:
“Bunların ati nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Bu benim yeteneğim. Aklıma hangi gelirse yapıyorum. Hayatım süresince gördüğüm, kullandığım şeyleri yapıyorum. Aklıma gelmeyen şeyler de vardır. Etrafımdakilere neler olabileceğini soruyorum. Söz Temsili kurs sobaları tükendi. Imdi arasanız bulamazsınız. Traktör, araba gibi şeyler değil, zamanında kullandığım sakat eşyaların maketini yapıyorum.”
Televizyonda gördüğü ve nerede olduğunu bilmediği bir camiden esinlenerek dört minareli tıpkısı cami maketi de yaptığını tamlayan Öztürk, sağlığı yerinde olduğu sürece artık metruk, unutulmuş eşyaların maketini yapmaya bitmeme edeceğini sözlerine ekledi.
Öztürk’ün oğlu Ömer Öztürk ise babasının yaptığı maketleri evde sergilediğini ve herkes yoluyla beğenildiğini, maketlerin sunma beribenzer detayına büyüklüğünde gerçeğiyle uygun tıpkı özellikleri taşıdığını vurguladı.
