Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13. Büyükelçiler Konferansı’nda; “Güney sınırımız boyunca 30 kilometre derinliğinde tehlikesiz bir forma kurma kararımız bakidir. Suriye’bile terör örgütünün yuvalandığı son bölgeleri dahi temizleyerek asayiş kuşağının halkalarını inşallah geçenlerde birleştireceğiz” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6-12 Ağustos ortada yapılacak olan 13. Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında büyükelçilere hitap etti. Erdoğan, konuşmasında ezcümle şunları söyledi:

“Bürokratik oligarşinin sembollerinden olan kurumsal taassubun geçmişte ülkemize yüklediği faturayı gayet gani biliyoruz. Türkiye, hemen heybet organlarında eşgüdüm eksikliğinin değil, rekabetin, güç savaşının, çekişmenin ayrıca çatışmanın bedelini ödemiş bir ülkedir. İlk göreve geldiğimizde bu sorunla maatteessüf tığ dahi çok misil nöbet yüzleştik. Kendini milletten, milletin izin verdiği siyasal iradeden üstün gören elitist zihniyetin engellemelerine maruz kaldık. Devletin içine sızmış örgütlerden, farklı çıkar gruplarına büyüklüğünde bir nice odakla karşılaştık, uğraş ettik. 27 April bildirisinden 7 Şubat MİT krizine 17-25 Açıklık girişiminden 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar, devletin içine çöreklenmiş yapıların hedefi haline geldik.

“BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ KUŞAĞI TESIS ETMEK, İYİ KOMŞULUK İLİŞKİLERİNİ GELİŞTİRMEK ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİYORUZ”

Çevremizde barış ve işbirliği kuşağı hazirlamak, iyi komşuluk ilişkilerini yetiştirmek anlayışıyla akinti ediyoruz. Yaşadığımız şiddetli tecrübeler hele savaşın kazananının, adil tıpkı barışın dahi kaybedeninin olmayacağını göstermiştir.

Hem Sayın Zelenski ile hem Sayın Putin ile olan görüşmelerimizde sorunların diyalog vasıtasıyla çizilmesi gerektiğinin altını çizdim. Evvel Antalya’bile, ardından İstanbul’üstelik yapılan görüşmeler umutların yeniden yeşermesine etmen olmuştur. Ancak sahada yaşanan müessif gelişmeler nedeniyle oluşan müspet atmosfere temelli ateşkese dönüştürmek ne yazık kim mümkün olmadı. Tabiatıyla bizim gibi barışı savunanlar kadar, savaşın uzamasını, gelişigüzel iki yan üzere henüz yıpratıcı arkaç gelmesini isteyenler de var. Parçalanmamış bu olumsuzluklara karşın, hububat koridoru mutabakatının hayata geçirilmesini realizasyon ettik.

Yaklaşık 30 sene süresince süren karışma katliam ve soykırım politikaları karşısında maatteessüf arsıulusal cemiyet kayda derece hiçbir girişim atmadı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz yıllarca hem işgalin hem kayıplarının acısıyla süregelmek mecburiyetinde bırakıldı. Bu adaletsizliğe sonuç atfetmek, Türkiye’nin destekleriyle Azerbaycan silahlı kuvvetlerine şans oldu.

Ermenistan ile özel temsilciler tarafından başlattığımız görüşmeler devam ediyor. Başvekil Paşinyan ile Kurban Bayramı münasebetiyle aradığımda çokça olumlu ayrımsız müzakere yaptık. Ermenistan’ın gelişmeleri akıllıca okuyarak Azerbaycan ve Türkiye’nin içtenlikle çağrılarına değer vermesiyle bölgemizin kısa sürede istikrara kavuşacağına inanıyoruz.

“TÜRKİYE’NİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME VERDİĞİ ÖNEMİ İSRAİL YÖNETİMİNE EN ÜST DÜZEYDE PAYLAŞIYORUZ”

Suriye’deki iç savaşın sonlandırılması, Irak’ta, Lübnan’üstelik, Filistin’da, Yemen’bile, Libya’da Afganistan’da istikrarın temini üzere gayretlerimizi sürdürüyoruz. Suudi Arabistan ve Bir Fellah Emirlikleri ile ilişkilerimizi eskisinden daha cıvıl cıvıl ayla getiriyoruz. İsrail ile esasen rayına oturan ilişkililerimizi ülkemizin çıkarları birlikte, Filistinli kardeşlerimizin türe ve hukukunu sahiplenmek üzere dahi kullanıyoruz. Kudüs meselesindeki hassasiyetimizi, Türkiye’nin iki devletli çözüme verdiği önemi İsrail yönetimine en son düzeyde paylaşıyoruz.

Son biraz gündür İsrail güvenlik güçlerinin Gazze’yi, Gazzeli sivilleri murat alan saldırıları karşısında kesin benzeri duruş sergiliyoruz. Çocukları, kundakta bebekleri öldürmenin hiçbir bahanesi olmaz. Türkiye Filistin halkının ve Gazzeli kardeşlerinin yanındadır.

“GÜNEY SINIRIMIZ BOYUNCA 30 KİLOMETRE DERİNLİĞİNDE GÜVENLİ BİR EŞKAL KARARIMIZ BAKİDİR”

Ülkemize, insanlarımıza yönelik yıldırı tehditlerini, kaynağı hangi olursa olsun ortadan kaldırmaya kararlı ve muktedir olduğumuzu bütün acun biliyor. Sınırlarımız ortamında ve hat ötesinde gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla yarıcı yıldırı örgütünün belini kırdık. Bölgemizin geleceğinde teröre meydan olmadığını, bu örgütlerin destekçileri ile beraber yekpare dünyaya gösterdik. Emperyalistlerin tetikçiliğini yapan acımasız sürülerini, bölgemizden ağız ağıza söküp atana kadar durmayacak, terörle mücadelemizi sürdüreceğiz.

Güney sınırımız boyunca 30 kilometre derinliğinde emniyetli tıpkısı minval kurma kararımız bakidir. Suriye’dahi terör örgütünün yuvalandığı sonuç bölgeleri bile temizleyerek güvenlik kuşağının halkalarını inşallah yakında birleştireceğiz.

“MÜTTEFİKLİK İLİŞKİLERİYLE BAĞDAŞMADIĞI ORTADADIR”

NATO müttefikimiz Amerika ile değişen bölgesel ve küresel dinamiklerle ahenkli arkaç getirilmesi bile menfaatimiz. Ancak Türkiye’nin güvenliğine kasteden terör örgütlerine 10 binlerce ton silah vermenin, atıl ayla getirilen teröristlerle ilgili taziye mesajları yayınlamanın müttefiklik ilişikleriyle bağdaşmadığı birlikte ortadır. Ülkemiz sadece PKK ve uzantılarıyla değil, FETÖ ile mücadelesinde üstelik bekâr bırakılmıştır. FETÖ elebaşının Amerikan makamlarına verdiğimiz klasörler dolusu belgeye karşın hala serbestçe dolaşmasını akseptans etmiyoruz. Meclisi bombalayanların 252 insanımızı şehit edenlerin yeri sokaklar değil, hapishanelerdir.

“FİNLANDİYA VE İSVEÇ’TE NET VE KARARLI TUTUMUMUZU KORUYORUZ”

Tek NATO ülkesinin, Türk adaletinden kaçan FETÖ’cü alçaklar ve PKK’lı teröristler amacıyla birer emin liman olmaması gerekiyor. Bu tavrımızı Madrid’deki sonuç NATO zirvesinde bir posta elan ortaya koyduk. PKK’lıların sokaklarında cirit attığı, polis güçleri korumasında paçavralarıyla eylem yaptığı, temas yıl vahim miktarda baç topladıkları devletlerin üyelikleri NATO’ya kâr sağlamayacağı kabilinden, kumar ettiği değerlere uymazlık verecektir. Finlandiya ve İsveç’te kesin ve kararlı tutumumuzu koruyoruz. Ülkemize verilen ve mutabakatla yazılı kayıt altına alınan sözler namına getirilmedikçe Türkiye bu iki ülkenin üyeliğini onaylamayacak.

“SEÇİM DÖNEMİNDE, FETÖ VE PKK’NIN SÜRECİ ZEHİRLEMESİNE MÜSAADE ETMEMELİSİNİZ”

Sıkıntılı dışındaki vatandaşlarımızın dahi oy vereceği 2023 seçimleri öncesinde büyükelçilerimizin mesuliyetleri bile artmaktadır. Çünkü seçimler yaklaştıkça insanımızın temas, el birliği ve içtimai barışını tasavvur alan saldırıların birlikte yoğunlaşacağı anlaşılıyor. Bu seçimlerin suhuletle ülkemize, milletimize, demokrasimize yakışır ayrımsız şekilde düzenlenmesi noktasında sizlere haddinden fazla büyük görevler düşüyor. beher insanımızın katiyetle sandığa gitmesini motivasyon ederken, FETÖ ve PKK’nın süreci zehirlemesine müsaade etmemelisiniz.”