Dernekevi lezzet çıtır tarhananın imal telaşı sürüyor

Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaz mevsiminin gelmesiyle gelişigüzel başlayan geleneksel tarhana yapımı telaşı sürüyor.

İlçenin gelişigüzel köşesinde yollarda yaz döneminde tarhana çorbası başında sefer muntazır ön insanı görülebilirken, yapı üzerinde kurutulan tarhanalar bile görenlere tebessüm ettiriyor ve mülevven görüntüler oluşturuyor. Beyşehir’üstelik asırlardan bu yana aileler arasında yapılagelen geleneksel çıtır tarhana çorbası, kışın sofraların vazgeçilmez lezzetleri ortada düz alıyor. İlçede yaz döneminde havaların ısınmasıyla başlayan tarhana etme telaşı yaz sonuna kadar devam ediyor. Beyşehirli aileler, evlerinin uğrunda komşularının da destekleriyle imece usulü tarhana yapıyor. Etraflı ve sıkıcı tıpkısı çalışma sonrasında hazırlanan tarhanalar, şita aylarında sofralarda tüketiliyor, misafirlere ağırlama ediliyor. Kimi aileler çorbasını da yaparken, kışın yanan soba üstünde evet de yağda kızartılarak, badem, koz ve fıstık kadar arık yemişlerle çerez namına yeniliyor. Aileler tarhana yapımına başlamadan önceki meteorolojik verilere bakarak yapıma başlarken yağışlı olmayan günler bekleniyor, güneşli sıcak havalar tercih ediliyor. Tarhana yapımında yoğurt, darp buğday, sodyum klorür ve isteğe kapalı kendisine sadeyağ dahi kullanılıyor. Buğday, tarhana yapımından 1 zaman önce ıslatılırken, yoğurtlar ise pişirilerek yoğun ayran haline getiriliyor. Katık, kazanlarda konusunda sodyum klorür da eklenip kaynayıncaya kadar pişiriliyor. Kaynadıktan bilahare ise darp buğday eklenip karıştırılarak pişirme işlemi devam ediyor. Dip kıvama gelince ise soğumaya bırakılıyor. Elde edilen tarhana bulamacı önceki heyetiyle şeklinde meleksi adı verilen işleme bağımlı tutulurken, elan sonra ise umum evet bile hususi makinelerde yazma model veriliyor. Kurumaya hazır hale gelen tarhanalar ise çitler üzerine serilerek ruz altında kurumaya bırakılıyor. Aileler, ruz altında 2 zaman süresince kurutulan tarhanaların başında zaman boyu sırayla defa sara kuş ve sair sokak hayvanlarının ürüne kötülük vermemesi üzere iş yapıyor. Tarhanalar kuruduktan sonra ise kış mevsiminde karşılamak üzere toplanıp saklanıyor. Beyşehir’in taşra mahallelerinde ateş parçası aileler tarhanayı güneşte kurutma üstüne meydan amacıyla fazla baskı yaşamazken, alelhusus kent hayatında bu geleneği devam ettirmek talip kent merkezindeki mahallelerde eğleşme eden bazı aileler ise güçlükler yaşayabiliyor. Çıkmaz aralarına serilen tarhanalar, özellikle yolların bu yüzden tarhana çorbası üzere araç trafiğine kapatılması işlemi bazı bazı yolu kaplamak talip sürücülerle aralarında sevgili yaşanmasına, şikayet konusu olmasına yol açabiliyor. Gâh aileler tarhana kurutmak için sokak araları ve sefer dışındaki farklı alternatifler kendisine ekol bahçelerinden ve yersiz arazilerden yararlanırken, imkanı olan gâh aileler ise evlerinin teras ve çatılarında bu işlemi gerçekleştirebiliyor.

Tarhana Çorbası geleneğini tafsilatlı yıllardır sürdürdüğünü tamlayan Hacıakif Mahallesinde oturan Şaban Koca, “Hanımla bu arada tarhanayı serdik, çizin çizin başında kat tutuyoruz. Tarhanayı özellikle kuşlardan korumaya çalışıyoruz, zira konduklarında yemelerinden artma üzerine dışkılarını bile bırakabiliyorlar. Onun üzere bekliyoruz. Eşim, oğlum üzere üstelik hususi tereyağlı kendisine yaptı, ona da göndereceğiz” dedi.

Tarhananın tarihçesinin Beyşehir’da Selçuklular dönemine dayandığını birlikte vurgulayan Heybetli, şita sofralarında civar insanı için tarhananın olmazsa olmaz haz olduğunu belirtti.

Emine Yüce de eşinin peşi sıra nöbet sırasının kendisine geldiğini anlatarak, “Tarhana Çorbası Beyşehirimizin angın lezzeti. Erişte ve bulgurumuz dahi tıpı tıpına öyle. Vazgeçemiyoruz, henüz üstelik yaşlanasıya, ahali kıç tutmayasıya kadar devam edeceğiz yapımına. Rabbim esenlik verirse yedirmeyi baht etin. Çocuklarla, eşle dostla yiyoruz. Bittabi yapımı haddinden fazla tahakküm, onun amacıyla komşuların de sayesinde yapıyoruz” şeklinde konuştu.

İçerişehir Mahallesindeki mutlak evinin 2. mezuniyet terası ile kiremitle döşeli çatının üzerine çite sererek tarhanaları kuruttuklarını tamlayan Haysiyet Ağatülek ise, sakat yıllarda tarihi Eşrefoğlu Camisi’nin avlusunu bu gelişim amacıyla kullanırken demin daha çok damlarda kurutmayı tercih ettiklerini söyledi. Çatı üzerindeki tarhananın kiremit üzerinde tıpkısı günde kuruduğunu, başında çıkmaz aralarına serilenler kabilinden yol tutmaya lazım kalmadığını anlatan Ağatülek, “Biz ince yıllardır tarhanayı çatıya, terasa sereriz. Yeğenlerimiz bu konuda ameliye, kendilerini alıştırdı. Akrabalarımız, kardeşlerimizle bu arada tarhanayı bütün birlikte yapıyoruz. Tarhanayı çatıya serince esasen toplama serme derdi birlikte olmuyor. Henüz basit oluyor bu işlemler” ifadelerini kullandı. – KONYA



Share: