AK Tümen Sözcüsü Ömer Polat Adana’da konuştu Açıklaması

SELIM Parti Genel Başbuğ Yardımcısı ve Tümen Sözcüsü Ömer Polat, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşmeye” Yassıada zihniyetini mahkum ederek başlaması ve bunu benzeri kurumsal etiket haline getirmesi gerektiğini söyledi.

Polat, Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir’i ziyaretinin ardından uray binası önünde gündeme ilişik değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Benzeri gazetecinin, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme süreci başlatması ve bu kapsamda gerçekleştirdiği ziyaretlerle ilgili sorusu konusunda Çelik, siyasal partilerde ve içtimai gruplarda helalleşmeden bahsedilmesinin değme devir sunturlu benzeri öz olduğunu rapor etti.

Polat, türlü dönemlerde helalleşmeyle ait kimi yaklaşımlar ortaya koyulmasının da her devir sosyal uzlaşmaya ulama sağladığını aktararak şöyle konuştu:

“Burada kebir olan helalleşmenin gönülden, tutarlı ve sürekli ayrımsız şekilde yapılması. Helalleşmenin ayrımsız hesaplaşmanın madun başlığı adına yürütülmemesi ya dahi helalleşmenin rövanşist bire bir siyasetin cihaz edevatı adına kullanılmamasıdır. Demincek sayın Kılıçdaroğlu evvel helalleşmeden bahsettiği devir, o antlaşma yaptığım açıklamada dahi söyledim. Biz bir helalleşme arayışını, aynı helalleşme sürecinin başlatılmasını elbette kim nadir görürdük. Gelinen noktada dayanıklı çokça sürece baktığım ahit bunun içerisinde ihtiyaç mahsus samimiyetin, tutarlılığın ve bunun sürekliliğe dönüştürülmesi şeklindeki tıpkı çabanın olmadığını görüyoruz. daha çok bunu tıpkısı hesaplaşmanın örtüsü kendisine istimal şeklinde tıpkısı yaklaşım söz konusu. Söz Gelişi, Diyarbakır anneleriyle helalleşme üzere sayın Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyması müstelzim tavırlar var. Terörü destekleyen, Türkiye Iri Ulus Meclisinde terör örgütüne çevrilmiş kendisine, yıldırı örgütünün kullandığı dili kullanarak yaymaca yapan biri söz konusu olduğunda sayın Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır anneleriyle helalleşebilmek amacıyla bu yıldırı örgütünün dilini ve kullananların bunun propagandası yapanların karşısında net benzeri tavır içerisinde olması gerekiyor. Bu olmadığı antlaşma o ant Diyarbakır anneleriyle nasıl helalleşecek?”

“Yassıada zihniyeti” eleştirisi

Polat, “bilcümle kötülüklerin başlangıcı ve anasının Yassıada zihniyeti” olduğunu rapor ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gene bittabi sunu şanlı meselelerden benzeri tanesi Cumhuriyet tarihinde Yassıada zihniyetinin bu ülkeye ödettiği bedeldir. Bilcümle kötülüklerin başlangıcı ve hep kötülüklerin anası bu Yassıada zihniyetidir. Bu Yassıada zihniyeti, onun yaptığı kışkırtmalarla ayrımsız başbakanımızı ve bakanlarımızı martir verdik. Demokrasimiz, milletimiz büyük bedeller ödedi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun helalleşmeye Yassıada zihniyetini mahkum ederek başlaması ve bunu bire bir kurumsal etiket haline getirmesi geçişsiz. Evet bu yapılıyor mu? Size tek bir örnek vereyim. Kendisinin il başkanı daha çok Cumhurbaşkanı’mızla ilgilendiren ‘Ya seçimle ya seçimsiz gidecek.’ dedi. Tipik Yassıada zihniyetinin kodlarından, mottolarından, sembollerinden tıpkısı tanesi bu. O devir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na ‘Seçimle evet üstelik seçimsiz gidecek.’ dediğinizde peki seçimle gitmeyi anlarız. Yurttaş rey verirse birisi iktidara dirimsel. Rey vermezse seçimde gitmiş evet. Peki ‘seçimsiz gezmek’ ne demektir? Seçimsiz gitmek Türkiye’da, Türkiye’nin siyasi tarihine baktığınızda ya darbe imasıdır evet bile daha kötü şeylerin imasıdır. O antlaşma helalleşmeden bahseden sayın Kılıçdaroğlu’nun sayın Cumhurbaşkanı’mıza, partimize, Cumhur İttifakı’na çevrilmiş yerine ‘Ya seçimle evet seçimsiz gidecekler.’ diyenlere karşı ‘Bu seçimsiz gitmekten konuşmak hangi demektir?’ diyerekten benzeri büyüklenme ortaya koyması gerekmez mi? evet bile Yassıada zihniyetinin neticesi yerine kıymet ödemiş insanlarla istekle tıpkısı özürle yapılanların kusurlu olduğunun paylaşılması gerekmez mi? Bilcümle bunların paylaşılması gerekir.”

Çelik, DOĞRU Fırka’ye, Cumhur İttifakı’na görüş veren vatandaşları tehdit etmeye, aşağılamaya büyüklüğünde giden ayrımsız açkı ve ifham olduğunu vurgulayarak “Bunun neresinde biz helalleşmeden bahsedeceğiz?” dedi.

“Helalleşmenin ayrımsız hesaplaşmanın madun başlığı adına yürütülmesi haddinden fazla tehlikelidir”

“Helalleşme” söylemlerinin bir hesaplaşmanın zir başlığı namına yürütülmesinin gösterişli olduğuna meni eden Çelik şöyle konuştu:

“Özlük partisinin geçmişteki bire bir saylav, siyasete müdahale etmeyen, anayasal düzene ve demokratik kurallara bağlı orduya ‘kağıttan kaplan’ dedi. Demokratik, milli iradeyi inciten, demokratik ve milli iradeye müteveccih zılgıt teşekkül eden bu sözün karşısında nasıl aynı helalleşme üretmesi beklenir sayın Kılıçdaroğlu’nun? Bu arasında var mıdır? Bulunmayan elbette ki. Dolayısıyla amiyane helalleşme, toplumsal uzlaşmaya son derece ulama sağlayıcı, her devir takdir edilmesi gereken bir şeydir amma helalleşmenin, bir hesaplaşmanın alt başlığı olarak yürütülmesi, aynı rövanşist siyasetin alet ve edevatı namına kullanılması haddinden fazla tehlikelidir.”

Polat, Kılıçdaroğlu’nun söylemini “Mors alfabesine” kıyasen şu değerlendirmede bulundu:

“Mors alfabesini gözünüzün önüne getirin, detaylı hutut ve nokta vardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun üslubunda nokta şeklinde bir helalleşme söylemi oluyor, çabucacık takiben milletvekillerinden, partisinden ince aynı çizgi halinde herhangi bir çeşit hesaplaşmanın, hem de milli iradeyle, vatandaşla, vatandaşın iradesiyle hesaplaşmanın seçkin tür ayrıcalı siyasetini bilcümle beraber izliyoruz. Nedeniyle burada, helalleşme akman, temiz, gönülden, insicamlı ayrımsız şekilde ortaya konulmuyor. Helalleşme burada akıbet basamak kırıcı ve antidemokratik tıpkısı hesaplaşma anlayışının Türkiye’ye evveli nazik acılar, bedeller ödetmiş, Türkiye’ye düşmanlık etmişlerin işine yaramış bire bir hesaplaşma anlayışının ayrımsız örtüsü adına kullanılıyor.”

Ömer Polat, Türkiye’dahi milletten gizli kalacak bire bir şeyin olamayacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim Türkiye’ye herhangi bir meselenin örtülmesi, adsız sansız kalması üstüne aynı egemenlik içerisinde olmamız bahis konusu değil. Millet bilcümle tıpkı yönetimin sahibidir. Devletin sahibi millettir. Milletin temas şeyi bilmediği, milletten adsız kalmış herhangi bir öz gayrimümkün zira azamet, millet namına yönetiliyor. Dolayısıyla buradaki saydamlık, öngörülebilirlik, demokratik kurallara görelik ilkesi, karşımızdaki vesayet anlayışına karşın bizim yürüttüğümüz mücadelenin esas omurgasını oluşturmuştur. Burada temel helalleşmenin olması amacıyla verdiğim örneklerde olduğu kabil Yassıada zihniyetinden başlayarak sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisinin ortamında bulunduğu siyasi zihniyetin ülkeye ödettiği bedeller karşısında istekle itiraflarda bulunup yürekten bire bir helalleşme içerisine girip ondan sonrasında da bunu partinin kurumsal kimliği haline getirmesi ve bunu yıldırma eden söylemler söz konusu olduğunda birlikte özlük partisi içerisinde bunun gereğini yapması gerekir.”

Latif Şimşek’in darbedilmesine tepki

Demokrat Tümen (DP) Ordu Saylav Cemal Enginyurt ile tıpkı monitör kanalında çıkan ağız dalaşı sonucunda, gazeteci Seçme Şimşek’in Enginyurt’un yanındaki yaşama eliyle darbedilmesiyle ilişik görüşlerinin sorulması üstüne Çelik şunları kaydetti:

“Sayın Güzel Şimşek’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu asla kabul edilemez benzeri barbarlık. Maalesef bizim tarihimizde görülmüş arz ağırbaşlı, kırıcı, barbarcasına eylem ve saldırılardan ayrımsız tanesi. Tıpkı ağız dalaşı programında düzlem sertleşebilir, hoşumuza gitmeyen tıpkısı madde benzer, cevabını verirsiniz. Olmadı, hiçbir şekilde parçası almak istemediğiniz tıpkı müstevi çıkarsa üstelik oradan ayrılırsınız. Hangi demek hem aynı milletvekili sıfatını haiz birinin saldırması hem dahi henüz bilahare korumasına saldırtarak aynı gazeteciye bu şekilde momentum eyleminde bulunması tıpkısı barbarlıktan apayrı tıpkı öz değil. Bunu sunu kıvrak şekilde kınıyoruz. Gazeteci arkadaşımıza geçmiş olsun diliyoruz. Onun şahsında dahi parçalanmamış meslektaşlarına geçmiş olsun dileklerimizi anlatım ediyoruz ve bu barbarlığı lanetliyoruz.”



Share: